Uzun yıllar ülkemizde beton sadece çimento dozajı ve kıvama göre sınıflandırılarak beton kalitesi çok dar bir kalıba sığdırıldı. Bunun yetersiz bir sınıflandırma ve değerlendirme ölçütü olduğunu akademik çalışmalar dışında oldukça geç fark ettik. Bunun belki de en önemli nedeni betonun üretim ve uygulama safhasındaki aktörlerin aslında yeterli yetkinliğe sahip olmamasıydı. Maalesef mühendis ve teknik kadrolar da bu konuda sorumlu ve bilgili bir tutum sergileyemediler. Ancak, bu durum 2002 yılında yürürlüğe giren TS EN 206-1 Standardı ile değişti. Daha önceki TS 11222 Standardı’nda beton sınıflarında yer almayan çevresel etki sınıfları artık gündeme alınmıştı. Yine de inşaat sektöründeki aktörlerin bu standardı anlaması, özümsemesi ve hakkıyla kullanması oldukça zaman almıştı. Bu tablonun son yıllarda olumlu yöne gittiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bilgilendirme amaçlı aşağıdaki sunum sizlere genel anlamda betondaki çevresel etki sınıfları hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır.